Acil kilo vermek istiyorum

Acil kilo vermek istiyorum

Acil kilo vermek istiyorum


Cafe RUJ’dan Özlem YILMAZ’ın röportajı :

“Yeni evli, masa başı işinde çalışan şişman bir insandım ve şişman kocamla güle oynaya daha da şişmanlaşıyorduk. Enteldim ya, böyle de mutluydum, kapitalist düzenin pompaladığı sıfır bedenlere gülüp geçmeliydim, :) fakat günün birinde benimle aynı yaş, aynı boy ve yakın kilolardaki bir arkadaşımla eğlencesine bir tartıya çıktık veee tanrım… Aramızda 20 kilo vardı!”

İşte, Ece’nin soluğu Diyetisyen Simge Çıtak’ın yanında almasının minik hikayesi bu. Acil kilo vermek isteyenlere özel olarak yazdığı “Acil kilo veriyorum” isimli kitapta neler yaşadığını, ideal kilosuna nasıl kavuştuğunu tüm detaylarıyla anlatan Ece’ye kitabı ve özel yaşamı üzerine sorular sorduk. O da bize her şeyi en acilinden anlattı…


“Diyetisyenime güvendim, çünkü diğer diyetisyenler gibi sihirli değnek bende, ben bir dokunacağım patates çuvalından bir periye dönüşeceksin, diyerek beni kandırmadı. Tersine, bütün güç sende, ben sana yardımcı olacağım dedi.”

Kitapta hangi süreçler var, neler anlatılıyor?

Simge Çıtak: Kitapta, kilo vermek isteyen Ece’nin tüm yaşadıkları yer alıyor. Yaşananlar tamamen Ece’ye özel. Benim asıl amacım onun hikâyesinden yola çıkarak Ece gibi kilo verirken zorlanan insanlara aslında pek çok insanın aynı deneyimleri paylaştığını, yaşadıklarının aslında çok normal olduğunu anlatmaktı. Kitapta beslenme bilgileri ve uygulamalı bazı NLP teknikleri de yer alıyor.


Ece: Simge ön görüşmemden itibaren benden bir beslenme günlüğü tutmamı istedi. Neredeyse her gün neler yazdığımı ve kilo verirken neler yaşadığımı tek tek anlatıyorum. Başka bir deyişle kitapta ne okuyorsanız ben onları birebir yaşadım.


Kitabın isimi “Acil kilo veriyorum.” Neden hep acil olur bu işler? Ne olur da acilen kilo vermem gerekli dersin?


Sembol Çıtak: Aslında bu işler acil olmaz, olamaz zira. Zaten bedenle savaş da orada başlar. Her şeyde olduğu gibi bunun da acil olmasını istersiniz ama bedeninizin kendi saati vardır. O kendi karar verir ne yapacağına. İnsanlar hep nasıl kilo aldıklarını unuturlar, alırken umurlarında değildir ama verme işine gelince sabırsızlanırlar. Ben de o zaman onlara şöyle derim: “Her şey bir günde olmadı sen bu kiloları alırken vücudun sana sabretti. Şimdi sıra sende. Sen de zamana bakmadan neler yapman gerektiğine konsantre olmalı kendine yardım etmelisin.”


Ece: Evet, aslında kitap bu işin acil olmayacağını öğretiyor zira ben sadece kilo vermedim, beslenmeyi, kendime bakmayı, hayattan istediklerimi ve nasıl bir Ece hayalini kurduğumu öğrendim ve yaşantımı değiştirdim. İçin açıkçası böyle de bakmadığım için çok daha kolay ve hızlı kilo verdim.


Takıntılı bir kadının diyet günlüğü diyorsun, takıntıların nelerdi en çok?


Ece: İlk olarak kilo veremeyeceğime inanıyordum. Doğduğumdan beri kiloluydum ve zayıf olmak bana çok uzaktı. Sonra az yersem veyahut sadece sebze yersem kilo vereceğimi sanıyordum. Diyet yapmanın çok kederli bir süreç olduğunu zannediyordum, sevdiğim bütün yemeklerin yasak olduğunu zannediyordum. Oysa şimdi bütün bunları zihnimden sildim Sembol’nin yardımıyla. Hem de artık diyet yapmak sözcüğü dahi çok komik geliyor. Diyet yapmıyorum ben sadece bedenimin ne dediğine kulak veriyorum ve bütün hayatıma balans kavramını uyguluyorum.


Ha, bir de her şeyi biliyorum gibi kendini beğenmiş bir önyargım vardı onu tamamiyle çıkardım hayatımdan. Ve tabii son olarak bir kadının kendine bakmasının gereksiz bir şey olduğunu düşünüyordum oysa ki çok zevkliymiş.


Verilen kilolar nihayetinde ekseriyetle zafere ulaşılmış, her şeyin bittiğine inanarak deşarj olmuş olunuyor. Ve tekrar daha önceki yeme alışkanlığına dönülüyor. Sende de böyle oldu mu? Bu diyet hayat biçimi haline gelebilecek türden mi? ,


Ece: Ben diyet yapmıyorum sadece doğru yemek yemeği öğrendim, kendi zevklerime ve hayat pratiklerime göre hazırlanmış bir programım vardı. İşte bu programdan yola çıkarak bütün hayatım süresince nasıl beslenmem gerektiğini öğrendim. Her şeyi yediğim için asla “Ay şunu çok özledim” deyip bir yemeği çatlayıncaya kadar yemiyorum. Bu da beni her zaman balanslı kılıyor. Ve şayet harbiden aç olmama karşın bir şeyler yemeye çalışıyorsam o zaman hayalimdeki Ece’yi gözümün önüne getiriyorum ve kendime soruyorum şu makarna mı ehemmiyetli yoksa hayalindeki Ece mi?” (Tabii bu ara makarna da yiyebiliyorum ? ) Başka bir deyişle bu program çok kolay.


Peki, asıl kilo almana kapı aralayan yiyecekleri hayatından nasıl çıkardın?


Ece: Bir NLP tekniği uyguladı Ece bana. Artık cips yemiyorum örneğin. Görünce iğrenç bir koku geliyor burnuma ama onun dışında başka bir yiyeceğe uygulamadım zira hepsini yemek istiyorum hayatım süresince :)


Daha da ehemmiyetlisi yemeyi sadece doymak için değil başka manalar yükleyerek yediğimi hissettim ve bu manaları beynimden sildim. Sözgelimi bazen çalışmama verdiğim arayı uzatmak için yemek yiyordum, bazen sosyalleşme ortamında grup psikolojisi ile yiyordum, bazen fark etmeden yiyordum, bazen çevreme rejim yapmadığımı ispat etmek için yiyordum, bazense birine çok kızdığımı söyleyemediğimden hıncımı yemek yiyerek çıkarıyorum, şimdiyse hepsinin yerine başka başka şeyler koydum.


Diyet müddetinde diyetisyen bir psikolog gibi de destek oluyor değil mi? Sözgelimi neler oluyor?


Ece: Sembol mutlaka benim hayat koçum. Süreç içinde ona bütün hayatımı anlattım. Bir takım randevularımızda kilodan değil özel hayatımdaki meselelerimden söz ettim. Böylelikle ona hem tam manasıyla güvenip her dediğini daha kolay uygulamaya başladım hem de benim neden daha fazla yediğimi, bunun psikolojik temellerini daha kolay bulduk.


Kitaptaki bölümlerden biri “Nasıl bir sen istiyorsun?” Nasıl bir sendin? Nasıl biri olmak istedin ve nasıl biri oldun?


İşte size defterimden iki bölüm. Bu bir uygulamadan sonra nasıl bir Ece istediğimi ne önceden kendimi nasıl gördüğümü anlatıyor:

Daha önceki Ece

“Omzunda ağır bir çanta, yanağında cep telefonuyla, canlı bir caddede koşturuyor, kamburu çıkmış. Üzerinde bir türlü atamadığı yıpranış bir kazak, onunla uyumsuz bir pantolon. Ayakkabıları eskimiş, düz spor bir ayakkabı. Kaşlarını almayı unutmuş, kaşlı ve bıyıklı ?, makyajsız, gözlüklü. 75 kilo. Hantal. Kazağından dahi belli olan göbeği ve sutyenlerinden taşmakta olan kocaman göğüsleri var. Sesi çocuksu ve az çıkıyor, kafası işler ve diğer şeylerle karışık, dağınık, telaşlı, yaşama yetemeyen, yetişemeyen, kendine güvensiz biri.”


Yeni Ece

“Ece bir bahar günü, mis gibi bir havada, yeşilliklerin içinde dimdik ayakta duruyor. Saçları değişik örgülerle çok güzel bir biçimde toplanmış. 58 kilo (neden böyle dedim acaba), incecik bir beli var. Üzerine oturan, zarif dantellerle süslü modern bir elbisesi var, bordo olabilir. Bordo bir ruju, uzun kirpikleri ve gözlerini ortaya çıkaran bir makyajı var. Lens takmış, gözlüğü yok. Çok güzel küpeleri, bilezikleri ve yüzükleri var. Tırnakları ojeli. Ayağında hafif topuklu zarif bir ayakkabı var. Güçlü bir sesi var, rahat konuşuyor ve yüksek kahkahalar atıyor.


Ona doğru gelen dostlarını karşılıyor ve onlara yeni evime ve sergime hoş geldiniz diyor. Gözleri ışıl ışıl, çok parlak. Dingin ve güçlü.”


Yeni Ece’yi çok sevdim ?. Peki, diyet süresince hiç “Yeter artık dayanamıyorum” dediğin oldu mu?


Ece: Tam olarak öyle olmadı. Biz eşimle çok sosyal bir çiftiz ve haftanın mutlaka iki akşamı arkadaşlarımızla dışarıda geçiririz, bol bol içilen ve yemek yenilen uzun saatlerdir bunlar. Ben de işte bu günlerden çok korkuyordum. Ve telaşlanıp programımı bozuyor sonra da bu psikoloji ile ya tamamen programı bırakıyor ya da hiçbir şey yememeye çalışıyordum. Simge bu dengesizliği ortadan kaldırmamı sağladı. Artık otomatik olarak programımı uyguladığım için de bir şeyi bozmuşum hissine kapılmıyorum.


Peki çevrendekiler Ece’nin yeni hali karşısında neler diyor?


Ece: Ailem inanamıyor. Eşim de çok mutlu ve o da hiçbir şey yapmamasına karşın benimle beraber kilo verdi. Artık çok daha enerjiğiz. Kendimi daha güzel ve çekici hissettiğim için sanırım bunu çevreme yayıyorum ve kendimi daha mutlu hissediyorum.



Acil kilo vermek istiyorum

SHARE THIS

Author:

0 yorum: