Şok diyetlere dikkat edin

Şok diyetlere dikkat edin
Şok diyetlere dikkat edin

Fazla kilolardan kurtulmanın bedene de ruha da iyi geldiği doğru ama bunun da kimi kaideleri var.

Şayet o kaidelere uymazsanız perhiziniz sıhhatinize değil de, hastalığa davetiye çıkarabiliyor. Bu bilhassa şok perhizlerde kaçınılmaz bir vaziyet. Nedenine gelince…


Ne tıbbi terminoloji ne de beslenme literatüründe “şok perhiz” diye bir kavram var. Bu bilgisiz, dikkatsiz, ne yaptığını bilmeyen zayıflama merkezlerinin uydurduğu çakma bir terim.

Bu diyetleri önerenlerin yaptıkları şeyse basit bir diyet prensibini günah derecesine ulaştırmaktan ibaret. Şok diyetleri hazırlayanlar her gün almanız gereken asgari kalori miktarını -kadınlar için 1200, erkekler için 1600 civarındadır- iyice azaltıp 800’lü rakamların dahi altına indiriyorlar.

Günde 400-600 kalori vererek zayıflatmaya kalkan, hem de 3-5 günlük oruç diyetleriyle (400’ün de altıdır) kilo verdirmeye çalışanlar bile var. Ne var ki günlük kaloriler azaldıkça vücudunuz mahvoluyor ve harbiden de sanki şoka giriveriyor. Zira kalori miktarının çok fazla azaltılması demek yalnızca hızlı kilo vermenizi sağlayacak bir avantaj mananına gelmiyor, bu kadar düşük bir kalori ile beslenmeyi 1-2 günden fazla sürdürdüğünüzde bedeniniz yalnızca enerjisiz değil, vitaminsiz, mineralsiz, antioksidansız, temel yağ asitsiz de kalabiliyor.

Böyle olunca da çok değil 3-5 gün sonra metabolizmanız “iflas vaziyeti” duyuru ediyor. Tansiyonunuz, şekeriniz düşüyor, baş dönmesi, bitkinlik, iştahsızlık baş gösteriyor. Adaleleriniz erimeye, saçlarınız dökülmeye, safra keseniz taş yapmaya, cinsel hormonlarınız düşmeye, kemikleriniz eriyip metabolik bütünlüğünüz S.O.S işaretleri vermeye başlıyor.

Şayet yapılan hata zamanında fark edilip de hemen düzeltilmeyecek olursa bir müddet sonra uyku bozuklukları, elektrolit balanssızlıkları, kalp ritmi bozuklukları, baş dönmeleri, göz kararmaları, unutkanlık gibi meseleler da devreye girmeye başlıyor. Hasılı kaş yapayım derken göz çıkarmak gibi bir durumla karşı karşıya kalıyorsunuz.


NE YAPMALI?


Bugüne kadar bir değil, yüz değil, bin değil, on binlerce araştırma ile net ve açık olarak gösterildi ki şayet kaybetmeniz gereken kilo miktarı veya vermeyi düşündüğünüz kilo rakamı 3-4 kilodan fazlaysa sakın ola ki bu tür tecrübelere girmeyin.

Böyle bir şeyi yalnızca tıbbi bir gözlem altında diyetisyen ve doktor takibinde yapabileceğinizi unutmayın.

Sıhhati bozmadan ayda en fazla 4-5 kilo verilebileceğini, her tür bedenin daha hızlı yağ kaybına dayanamayabileceğini bir kenara not edin.

Hele hele 4-5 ay müddetli hızlı kilo verme gayretlerinin size kansızlık, safra kesesi taşı, kemik erimesi, kalp damar hastalığı olarak geri döneceğinden hiç şüphe duymayın. Bana sorarsanız bu tür diyetleri birkaç kiloluk hedeflerde bile hiçbir zaman tecrübe etmeyin.

Bedeniniz bu tür ani değişikliklere ne metabolik, hormonal ne de kimyevi uyum sağlamak üzere tasarılanmış değil.

Unutmayın ki bu tür hatalı diyetler sadece bedeniniz değil, ruh sıhhatiniz için de düşman gibidir. Aç kalarak, açlık oruçlarına girilerek, yemeden içmeden kesilerek zayıflanmaz. Sadece su veya sebze suyu içerek kilo verilmez. Öğün atlayarak, aç-susuz gezerek fazla yağlara veda edilmez, edilemez.

Diyet yaparken de balanslı ve çeşitli beslenmek, sıhhatli ve değerli gıdalar tüketmek zorunluluğundayız. Kalori kısıtlamasında ise uymamız gereken asgari sınırların dışına çıkamayız.


BİR TEKLİF


‘Aft’ı önlemenin 5 yolu


Şayet sık tekrarlayan aftlardan yakıntıcıysanız aşağıdaki teklifler işinize yarayabilir.

-B vitamininden zengin yiyecekler tüketin ve bilhassa B 12 vitamininizin düşük olup olmadığını araştırın. Şayet varsa B 12 desteklerinden istifade edin. Demirinizi kontrol ettirin. Şayet yetersizse doktorunuzla konuşun.

-Sakız çiğnemeyin. Bilhassa yapay tatlandırıcı içeren perhiz sakızlara elinizi dahi sürmeyin. Yapay tatlandırıcıların kullanıldığı perhiz içeceklerden (kolalı, çaylı, meyve konsantreli içecekler) uzak durun. Bilhassa gazlı içecekleri ağzınıza sürmeyin.

-Süt ve süt ürünlerine üç ay ara verin. Çoğu zaman tekrarlayan aftlarla süt ürünlerine bağlı alerji arasında bir irtibat olabiliyor. Hasılı üç ay müddet ile süt, ayran içmeyin, peynir, yoğurt yemeyin.

-Bir takım çalışmalar glüten ihtiva eden yiyeceklerin de bir takım kişilerde tekrarlayan aft ataklarına yol açabileceğini göstermiştir. Bu nedenle bir iki aylık glütensiz beslenme modeli işinize yarayabilir. Bunun için buğday, çavdar, arpa unu içeren yiyeceklerden uzak durmayı deneyin.

-Kahve ve çikolatanın da afta sebep olabileceğini düşündüren bulgular var. Bunları sık tüketiyorsanız dikkat edin!



Şok diyetlere dikkat edin

SHARE THIS

Author:

0 yorum: