Çevremde fiziksel görüntüsünden veya genel sağlığından şikayetçi olan bir sürü kişi var. En çok da aldıkları kilodan ya da kontrol edemedikleri iştahlarından şikayet ediyorlar. Hatta sohbet ilerledikçe “siz ne güzel inceciksiniz, nasıl böyle kalabiliyorsunuz, hiç kilo almaz mısınız?” gibi sorular yöneltiyorlar.
Cevabım: “Ben de kiloluydum bir dönem”.
Kilo almak çok ilginç bir durum. Bununla ilgili oldukça ilginç bir deneyim de yaşadım. 1999-2002 yılları arasında eski adıyla “Sultans of the Dance” grubunda dans ederken fiziksel yapım değişmeye başladı. Önceleri olumluya giden bir değişim yaşadım. Zaten ince olan vücudum daha şekillenmeye ve estetik bir görüntü kazanmaya başlamıştı. Ancak orada yaşadığım yoğun stres, kendine güvensizlik ve bunların sonucunda da kendimi ve dansımı sevmeme sürecinden dolayı kilo almaya başladım. Günde 10 saat dans edip kilo alan tek kişi de ben değildim üstelik. Neyse! Aslına bakarsanız o zaman da 58-59 kilo idim. Şimdi de aynıyım. Ancak yaşadığım stresten dolayı ödem yapan vücudum, yöneticilerimizden gelen “kilo aldın, hemen zayıfla” uyarıları altında eziliyor ve karmakarışık olan zihnim nasıl rahatlayacağını bilemediğinden dolayı hiçbir şeyi bırakamıyordu. Bunun sonucunda da zihnim ödemlerime “git” diyemiyordu. Bu süre oradaki meslek hayatımın son 1 yılına denk düşer nerdeyse. Ben strese yenik düştüm ve düşmanca duygularla, “bir daha asla dans etmeyeceğim” diyerek ayrıldım ordan. Ankara’ya döndüm ve iki ay evde hiç hareket etmeden, anne yemekleriyle başbaşa vakit geçirdim. Hiçbir kısıtlama olmadan… Kilo aldın derdi yok, yağ ölçümleri yok, kaslarım güçsüzleşecek ve bedenimi taşıyamayacak sıkıntısı yok… Ne oldu dersiniz? İki ay sonunda kendime bir pantolon almaya gittiğimde 38 bedenlerin fermuarını birleştirmeyi bırakın, kalça kemiklerimden yukarıya bile çıkaramıyordum. Hiç unutmam 42 beden pantolon almıştım kendime
Yeni halimden hiç memnun olmayan ben deli bir diyete başladım. Yoğurt, meyve ve eti form dışında neredeyse hiçbir şey yemiyordum. Ve deli gibi spor yapıyordum. Günde 8-9 km koşmaya ve spor merkezlerinde fitness yapmaya başlamıştım. Biraz zayıfladım. En azından 38-40 bedene düşmüştüm. Ancak yemekle aramı düzeltemiyordum. Fazladan ne yesem suçluluk duymaya başlamıştım. “Yediğim her tatlı vücuduma yağ olarak geri dönüyor” düşüncesinden kurtulamıyordum. Tartılacaksam sadece sabahları uyandığımda tartılıyordum. Akşama doğru karnım şişmeye başlıyor ve ben bu şişkinliğe çeşitli bahaneler uyduruyordum. “Bugün çok su içtim ya, o yüzden karnım nasıl şiş!”, ya da “Aç karnına mandalina yedim ya gaz yaptı!”. Koca bir yalannnnn…
Olan şey sadece yaşadıklarımı sindirememdi o kadar. Hem yediklerine dikkat et, hem spor yap, hem de zayıflayama. Kilon gelsin ve 59’dan bir gram bile aşağı inmesin. İnsanın sinirleri bozuluyor ve durumu kabullenemiyor. Şimdi o yılları düşündüğümde kiloya takarak o kadar çok vakit kaybetmişim ki üzülüyorum.
Sonra yogaya başladım. Hem de hiç yoga yapmamışken, yoga eğitmeni olmaya karar verdim. Yoğun bir eğitimden geçtim. Kendimi gerçekleştirebileceğim bir alan yarattım kendime. Ne mi oldu? İnceldim. Hem zayıfladım, hem ödemlerimden kurtuldum.
Benim bu süreçte öğrendiğim tek şey “kilomuzu takıntı yaparsak asla zayıflayamayacağımız” gerçeği oldu. Bu nedenle de kilo vermek, anlamı dar bir kavram değil bence. Kilo vermek demek hayatımızı baştan aşağı yenilemek demek. Kilo vermek yeniden var olmak, fazla yüklerimizden, kullanmadığımız, işe yaramayan “yağlarımızdan” kurtulmak demek. Kilo vermek önce kendimize dönüp “hayatımda neyi bırakamıyorum, neden vaz geçemiyorum, neyi hala ısrarla tutmak istiyorum” sorularına cevap bulmak demek.
Burada detaylarını anlatmayacağım ama ben de kilo verdiğimde bunları yaptım. Peki, yoganın tüm bunlarla alakası ne?
Yoga kelimesi “bütün olmak”, “kendinle uyumlu olmak”, “bir olmak” anlamına gelir. Yoga yaparak kendinizle bağlantıya geçersiniz. Sadece “kilolu” bir bedenden oluşan bir kişi olmadığınızı, bir özünüz ve enerjiniz olduğunu hissedersiniz. Bu evrende bir işleviniz olduğunu, herkese ve her şeye bağlı olduğunuzu hissedersiniz. Bunu hissettiğinizde de zaten bedeninizdeki fazlalıkları önemsememeye başlarsınız. Önemsemediğiniz şeyler de hayatınızdan çıkıp gider. Hep hatırlayın: siz kilonuza önem verdiğiniz ve onu sürekli düşündüğünüz için onlar kalmaya devam ediyor. Zihin dediğimiz şey bazen aptallaşabiliyor. Bir şeyi düşünürken, ona yüklediğimiz anlamı ayırt edemiyor. O sadece konuyu aklında tutuyor. Biz “kilolarımdan nefret ediyorum, onları istemiyorum” dediğimizde onun algıladığı tel şey “kilo”… Onunla ilgili olumsuz duyguları algılamıyor.
Bunlara ek olarak yoga kelimesi Sanskritçe “yuj” kökünden gelir. Yuj kelimesinin yukarıdaki anlamlarına ek olarak bir diğer anlamı da “dizginlemek, kontrol etmek” tir. Düzenli yoga yapmaya başladığınızda duygusal olarak kendinizi daha tatminkar hissedersiniz. Bu da sağlıksız bir şekilde artan ya da azalan dürtülerimizi düzenlememize yardımcı olur. İştah da bu dürtülerden bir tanesidir. İçimizde kaç kişi var “ben stresliyken iştahıma bir şey olmaz” diyebilen? Aşırı yemek yediğimizde ruhumuzda neyin eksikliğini dolduruyoruz acaba? Kendimizle ilgili memnuniyetsizliğimiz ne? Neyin eksikliğini yemeklerle gidermeye çalışıyoruz? Ya da tam tersi, gereksinim duyduğumuzdan az yiyerek mi cezalandırıyoruz kendimizi? Bunlar çok derin analizlerle, terapilerle çözülebilecek şeyler. Ancak ne zayıflama ilaçları ne de psikiyatrik ilaçlar bu sorunlarımıza çözüm olmayacaktır.
Yoga yaptığımızda farklı bir boyuta geçeriz. Bu sizi korkutmasın. Buradaki farklı boyut “uçuk-kaçık-absürd” anlamına gelmiyor. Tüm bu günlük veya “geçici” sorunları önemsemediğimiz, varolduğumuz için kendimizi sevdiğimiz, özümüzle bağlantı kurabildiğimiz bir boyut bu. Burada olduğumuzda da zaten kilo gibi bir derdimiz kalmaz. Üstelik düzenli fiziksel hareket bizi zamanla “fit” yapar. Bu da bence yoganın yan etkisidir.
“Yoga yaparak zayıflayabilir miyiz hocam?” sorusuna cevabım budur. Evet, zayıflayabilirsiniz. Hem de ne zayıflama! Sen ruhsal olarak zayıflamaya ve fazla yüklerinden, bırakamam, vaz geçemem sandığın ağırlıklarından kurtulmaya hazırsan, fiziksel zayıflama da benden sana hediye!
Yoga ile kilo vermek
0 yorum: