bölgesel zayıflama yöntemleri
Genetik kodumuzda yazıldığı üzere vücudumuzun belli bölgelerinde daha fazla biriken yağlar, bölgesel kilolar olarak karşımıza çıkarak orantısız bir görünüme neden olur. Özellikle Türk halkının sahip olduğu sorunlu bölgeler olarak isimlendirilen basen, göbek ve üst bacak bölgesi için diyet programlarının her zaman sonuç vermediği bu tip problemler için farklı bölgesel zayıflama yöntemleri giderek artan bir biçimde tercih edilmektedir. Gelin bu yöntemlere bir göz atalım…
LİPOLİZ
Lipoliz, yağ hücrelerindeki zarların geçirgenliklerini değiştirerek, yağ hücrelerinin tamamen deforme edilip ortadan kaldırılması ya da hücre zarının geçirgenliğini artırarak yağ içeriğinin dışarıya çıkartılması ile ilgili bir mekanizmadır. Bu nedenle hücre duvarındaki değişiklik ve erimeler açısından liposakşına benzer bir etki göstermektedir. En etkili sonuçlar karın, mide, popo, popo üstü, gıdı, gözaltı torbasından başlayarak, basen ve bacakların iç kısımlarında kendini gösterir.
Liposuction’dan farkı liposuction, yağları vakum ile dışarı alma yöntemiyken, lipoliz yağları ilaçla eritme yöntemidir. Bölgeye göre değişmekle beraber sonuçları liposuction kadar olmasa da lipoliz yöntemi, cerrahi operasyon istemeyen ve yoğun iş temposu içinde operasyon için vakit ayıramayan ya da büyük değişiklikler istemeyen kişiler için uygun bir tedavidir.
LİPOSAKŞIN
Vücutta belli bölgelerde toplanan yağların vakum yardımı ile ince kanüller (metal borular) kullanılarak alınması yöntemidir. Bu işleme tıbbi literatürde body sculpting ve body contouring gibi isimler de verilmektedir. Bu yöntemde amaç; yağ toplanması olan bölgelerden yağları alıp, vücuda daha orantılı bir şekil kazandırmaktır. Son yıllarda bu yöntemdeki en önemli gelişme, ıslak denilen teknikle uygulanarak daha küçük çaplı borular kullanılmasıdır. Yağ emilecek bölgeler içine lokal anestezik ve kanamayı azaltan ilaçların (adrenalin) bulunduğu serumlar enjekte edilerek bu bölgelerden yağlar daha kolay çekilebilmektedir. Küçük çaplı kanüller kullanılması ameliyat sonrası oluşabilecek düzensizliklerin ihtimalini en aza indirmektedir.
Ameliyat sonrasında 2-3 hafta süreyle elastik korseler giydirilerek, derinin yeni yerine daha pürüzsüz şekilde adapte olması sağlanmaktadır. Liposuction işlemlerinden sonra genellikle bir iki gün içinde işe ve günlük aktivitelere geri dönebilmek mümkündür. Liposuction’dan sonra yağ alınan bölgelerde oluşan ödem ve morlukların geçmesi 3-4 haftayı, şişliklerin tam olarak inmesi ve kesin sonucun ortaya çıkması ise 6-8 haftayı bulabilmektedir.
Karın, bel, kalçalar, basenler, diz içleri ve bacakların iç ve üst kısımları, ayak bilekleri, boyun altı (gıdı), kol altları ve sırt genellikle işlemin yapıldığı bölgelerdendir.
Liposuction yapılan bölgede yağ hücrelerinin sayısı azaltıldığından, sonradan kilo alınsa dahi özellikle bu bölgelerde yağ toplanması olmamaktadır.
MEZOTERAPİ
Bölgesel kilonun yanı sıra selülit tedavisinde de tercih edilen ve “alan tedavisi” anlamına gelen Mezoterapi, bugün başta Fransa olmak üzere birçok gelişmiş batı ülkesinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Selülite neden olan yağ hücreleri normal yağ hücreleri değildir. Bunlar özelliğini kaybetmiş, içinde su toplayan ve sertleşen dokulardır. Kilo vermek onları yerinden kıpırdatamaz. Mezoterapi yöntemi ile deri altına doğal bileşiklerden elde edilen yağ eritici, dolaşım düzenleyici maddeler ve selülit giderici karışımlar enjekte edilir. Derinin orta tabakasında (mezoderm) bulunan kılcal damar uçlarına ulaşan bu bileşikler süratle etkisini gösterir. Bozulmuş yağ hücrelerini parçalayıp rahatlatarak, yağ hücrelerini sıkıştıkları yerden kurtarırlar. Böylece tekrar kullanılabilir yağ durumuna gelir. Giderek selülitli bölgeler incelir ve ciltteki pürüzler kaybolur. İlaçlar bölgesel olarak, mikroenjeksiyon tekniği ile cildin 1-6 mm derinliğine, ortalama 1-2 cm aralıklarla küçük dozlarda enjekte edilir. Bu da yan etkileri, önemsiz sayılabilecek kadar aza indirger. Bu nedenle Mezoterapi yönteminden tıbbi tedavi amacıyla birçok alanda yararlanılır. Ancak en fazla bölgesel zayıflama ve selülit sorunları ile birlikte gündeme gelmiştir.
Özellikle bel, basen, kalçalar, bacak üst bölümünün iç ve dış kısmı, diz içi ve yanları, karın, omuz ve kol gibi yağ dokusunun aşırı toplandığı yerlere uygulanır.
KARBOKSİTERAPİ
Deri içi ve deri altına özel bir cihazla doğrudan saf karbondioksit gazı verilmesi yöntemidir. Bu yöntemde problemli vücut bölgelerine çok ince uçlu iğne ile belirli dozlarda periyodik bir şekilde CO2 (karbondioksit) gazı enjekte edilerek vücuttaki oksijenizasyon dolayısıyla da Lipoliz olayı artırılır. Bunun sonucunda da damarlarda genişleme, bölgeye giden kan akışında hızlanma, kollojen, elastin sentezinde hızlanma meydana gelir. Karbondioksit, oksijene göre 20 kat daha hızlı dağılan bir gaz olduğu için uygulama sonrası bölgeye çevre dokulardan daha fazla oksijen gelir ve etkiye tepki olarak dolaşım hızlanır. Karbondioksit hızla uzaklaştırılır ve yağ yakımı artar.
Karboksiterapi, bölgesel incelmenin yanı sıra selülit ve liposuction sonrası toparlanmalarda, yüz ve çene altı kırışıklıkları, cilt çatlağı ve skar doku tedavilerinde de kullanılır.
bölgesel zayıflama yöntemleri
0 yorum: